-
1 сажать
несов.; сов. - посади́ть1) oturtmakпосади́ ребёнка за стол — çocuğu sofraya oturt
2) ( на любое средство транспорта) bindirmekсу́дно, на кото́рое нас посади́ли — bindirildiğimiz gemi
3) (самолёт и т. п.) (yere) indirmek4) oturtmakника́к не могу́ посади́ть его́ за уро́ки — onu bir türlü ders çalışmaya oturtamıyorum
его́ всегда́ сажа́ли на вёсла — küreği hep ona çektirirlerdi
5) koymakсажа́ть пти́цу в кле́тку — kuşu kafese koymak
посади́ть кого-л. в тюрьму́ — hapse koymak, hapsetmek
6) dikmek; ekmekсажа́ть дере́вья — ağaç dikmek
сажа́ть карто́фель — patates ekmek
7) sürmekсажа́ть пиро́г в печь — böreği fırına sürmek
8) vurmak; kondurmak (пятна, кляксы)сажа́ть запла́тки — yama vurmak
••посади́ть что-л. на клей — tutkallamak
См. также в других словарях:
baş — 1. is., anat. 1) İnsan ve hayvanlarda beyin, göz, kulak, burun, ağız vb. organları kapsayan, vücudun üst veya önünde bulunan bölüm, kafa, ser Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı. N. Cumalı 2) Bir topluluğu yöneten kimse … Çağatay Osmanlı Sözlük
sapan — is. 1) İki ucu ip, ortası örme veya meşin olan bir taş atma aracı Gökçe Bacı, bağrına saplanan bir okla, sapan sallayan eli havada, yere düşüyor. T. Buğra 2) Genellikle çocukların kuş vurmak için kullandıkları, iki ucuna lastik ve lastiklerin… … Çağatay Osmanlı Sözlük
LEFH — Yakmak. * Vurmak. * Fakirlik, fakir. * İflas. * Tavşancıl kuşu. * Karga … Yeni Lügat Türkçe Sözlük